File:Hayati Tabanlıoğlu (12964920933).jpg

www.archives.saltresearch.org/R/3MV35P4KNQRP12Q543VJN5L1C...

Hayati Tabanlıoğlu is a well-known architect with his great and important projects in İstanbul in 1950-1990. AKM, on which he worked more than twenty years, is his first and most known great project. Tabanlıoğlu, coming from a trader family in Ankara, was graduated from İTÜ Architectural Faculty in 1950. Next year he begun his Ph. D. study in Hannover Technical University in Germany. here he worked with Gerhard Graubner, one of the top specialists of his own field, on theater and opera house architecture. The opportunity to have worked and researched with Gerhard Graubner in the post-war period, where lots of modernist opera houses were designed and construcucted in the context of construction of the new Germany, took a great role with his assignement to the unfinished opera house construction in 1956. With his expertness on planing, programming of opera houses and theaters and on technical equipments, Tabanlıoğlu got a clear design vision and realized them with co-workers from Turkey and Germany. The late period modernist designs of Tabanlıoğlu are a result of the attention he showed, at programatic issues like circulations and the use of spaces programmed with modular and mesurable construction systems. SALT Research, Hayati Tabanlıoğlu Archive

Hayati Tabanlıoğlu, 1950’lerden 1990’lara İstanbul’da yapılmış birtakım büyük ve önemli projelerle tanınmış bir mimardır. 20 yıldan fazla bir süre üzerinde çalıştığı AKM, ilk ve en bilinen büyük projesidir. Ankaralı tüccar bir aileden gelen Tabanlıoğlu, 1950’de İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Ertesi yıl, Almanya’da bulunan Hannover Teknik Üniversitesi’nde doktora eğitimine başladı. Burada, alanının önde gelen uzmanlarından Gerhard Graubner ile tiyatro ve opera mimarisi çalıştı. Çok sayıda modernist opera binasının tasarımı ve yapımına sahne olan savaş sonrası dönemde, Almanya’nın yeniden inşası bağlamında Graubner’le araştırma yapma ve çalışma deneyimi, 1956’da İstanbul’da tamamlanmamış opera binasının yapımının başına getirilmesinde önemli bir rol oynayacaktı. Opera ve tiyatro türü binaların planlanması, programlanması ve teknik altyapısı konusundaki uzmanlığı sayesinde, Tabanlıoğlu net bir tasarım vizyonu kazandı; bu vizyonu, Türkiye ve Almanya’dan birçok uzman ve meslektaşıyla gerçeğe dönüştürdü. Tabanlıoğlu’nun son dönem modernist mimarisi, modülerlik ve ölçeklenebilir yapı sistemleri çerçevesinde düzenlediği mekân kullanımı ve dolaşım gibi programatik konulara gösterdiği dikkatin bir sonucudur.